1 Ekim 2009 Perşembe

Dosya kapanmıştır...

Yaşadığım TIR yüküyle aksilikler ve çıkabilecek her türlü olumsuzluğun sektirmeden karşıma çıkmaya devam etmesi nedeniyle hem bu konuyu hem de blogu kapatıyorum.
Yazıları yayından kaldırmayacağım, isteyen okuyup, fikir alıp, uygulayıp vb. değerlendirebilir.
Bunca zaman az ya da çok belli bazı hedefleri başarmak bir şeylere ulaşmak için çabaladım durdum. Bir dönem gerçekten dikkate değer edinimler de sağladım. Fakat şu bir gerçek ki: Olmayınca olmuyor.
Sadece bu iş konusunda değil elbette, fakat hayatımın her alanında yakamı bir türlü bırakmayan aksilikler sayesinde hiçbir şeyden zevk alamaz olduğumu farkettim. Hatta nefes almaktan bile yorulduğumu düşünüyorum.
Ödeme tarihi geliyordu, birkaç servis ve satış işi geldi, satışlar konusunda fiyatları çıkardım teklif sundum, servis işleri için de yapılacak işe göre ücreti belirledim. Her şey hazır, işe koyulma vakti geliyor ve derken bir anda hiç alakasız sebeplerle tüm satış ve servisler iptal oluyor. E noldu vakti gelen ödeme? Doğal olarak ödenemedi.
Ileride eşim olacak insanın sağlık problemleri çıkıyor, e hastaneye masraf yapılması gerekiyor, hadi tam bulmaya uğraşıyoruz vb. derken, yaşadığım yerdeki yakınlarımdan borç istediğimde bir sürü laf yiyorum ve sağlık giderleri bile karşılanmıyor.. Sonra da madem evleneceksin, neden yanına gelmiyor o insan? E biz bir şeyleri düzeltemeden nasıl gelsin?
Dükkan açıyorum, sanki tüm dünya bunu bekliyormuş gibi, zaten sıfır sermaye ve banka kredisi ile açtığım dükkan yüzünden tonla borç altına girmemi fırsat bekler gibi bir küresel krizle "nihahahaha daha da sürünecennn!" şeklinde bir duyguya boğup tüm yaşama sevincimi elimden alıyor. Eh be dünya ekonomik devi olan ülkeler! Kriz için beni mi beklediniz?
Bir sürücü kursuna başlamak için gerekli evrakları toplamak ne kadar sürer? En fazla 8 saat. Ama yok, sağlık raporu için gereken doktor yerinde bulunmayacak, adliyede sabıka kaydı için "sabah gel" denilecek, ertesi gün gittiğinde yazıcının toneri bitmiş olacak, öğleden sonraya sarkacak, "sabah gel" mantığına inat, "öğleden sonra da yapılabiliyomuş!" lafları edilecek, fotoğrafçının pcsi bozulacak, diploman kayıp olduğu için gidip saatlerce kayıp yazısı çıkarttırman gerekecek.. Olabilecek ne kadar aksilik varsa pusuda, senin bir şeyler yapmanı bekleyecek..
Hadi bunca sorunla başa çıkılacak, ne lazım? Biriken borçları ödemek için para lazım. Tamam, bi işe girelim kazanalım denilir değil mi mantıklı olarak? Ama başvurduğun "hiçbir yer", evet istisnasız hiçbir yer, buna müsait değildir. Bilgi işlemcisindir otellere başvurursun, ama turizm bu sezon berbat gitmiştir ve bu ayın maaşını 8-9 ay sonra almak durumuna düşersin. Daha önceleri seni çağıran bir şirket vardır, bir tersane olan burası aynı zamanda akrabadır ve yapacağın iş de çok kapsamlı değildir. Sadece giren çıkan malzemeleri pcde stok takiplerini ve ön muhasebesini yapacaksındır. Ama sen gidip de işe ihtiyacım var, sen de beni çağırıyordun ne zaman başlayayım diye sorarsın. Gayri ihtiyari başlama tarihi verilir birkaç gün sonrasına, ve sen mutlu bir şekilde o birkaç günün geçmesini beklersin. Ama o birkaç gün içerisinde, bulunduğun ilçedeki bütün tersanelerin kapatılma kararını alır valilik!
Özel bir hastanede bilgi işlem sorumlusu olarak işe başlayacaksındır, "hastanenin ortaklarından" birisini tanıyorsundur ve 100% işe başlayacaksındır. 2 gün sonra başhekim başvurunu imzalayacak ve başlayacaksın. Ama yok, bu kadar basit olamaz der hayat sana. O 2 gün içerisinde HASTANE SATILIR!!!
Alt tarafı sadece gidip bir mağazadan bir kot pantolon almak bile 3 gün süren bir aksilikler zincirini aşmanı gerektirir. Hayatında büyük küçük "hiçbir şey" yolunda gitmez ve bu durumda insan yaşama sevgisini bile kaybeder.
Gerçekten, en küçük hiçbir abartı yapmadan başımdan geçenlerin sadece "küçük bir kısmını" yazdım yukarıya.
Söylenecek çok şey var aslında ama yoruldum artık. Bırakıyorum ne olursa olsun, yaşam denilen bu tozlu yolda gerçekten bir şeylerin yolunda gitmesi için çok umut ettim. Çok çalıştım, çok mücadele verdim. Ama olmadı...
Istediğim hiçbir şey olmadı, olmuyor ve olmayacak, buna emin oldum artık. Şu durumda savaşmanın, mücadele etmenin, nefes almaya devam etmenin bile bir anlamı yok artık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder